ÖZEL MATEMATİK DERSİ İSTEYENLER BURAYA

Ankara'da özel matematik dersi ya da ilköğretim düzeyindeki herhangi bir dersten özel ders almak isteyenler benimle iletişime geçebilir. Elektrik Elektronik Mühendisiyim ayrıca 2006 DGS Türkiye dördüncüsüyüm.































31 Ekim 2010 Pazar

Alman Pastası



Evlenmeden önce bir tarif defteri tutmaya çalışıyordum. Ama zaten mutfakla aramız samimi olmadığı için bu defter ortalarda olmuyordu hiç. Şimdilerde ise hala bir tarif defterim yok. Çünkü çoğunlukla, aklımda tutamadığım tariflere netten bakıyorum. Bu yüzden de kendi bloğumda yayınladığım tarifler çoğunlukla başka yerlerden alınmış oluyor. Ve tabi ki emeğe saygı göstermek lazım. Tarif burada.

HAŞHAŞLI ÇÖREK


Sayfaları güncellenmeyen blogları takip etmek hiç zevkli gelmez bana. Ama kendim güncelleme konusunda nedense isteksizim. Uygun olan durumlarda hemen fotoğraf makinesini elime alıyorum fakat yüklemek külfet geliyor. Uzun zaman önce yazılması gereken bir post bu. Benim tarifini aldığım kişinin emeğine saygısızlık olmasın diye tarif yerine link vermeyi tercih ediyorum.
Ben bu tarifi aynen uyguladım, yiyenlerin çok hoşuna gitti. Tek kusuru ise, zaten yeterince kalorili iken tadına bakan kişinin bir dilimle yetinememesi...

12 Eylül 2010 Pazar

YAZIK...

Buradaki yazıda yazılanları doğuya giden her memurdan duydum ben de. Başka ağızlardan da duymak şaşırtmadı. Sanki açlık sefalet sadece doğuda. Yattığı yerden iş yapan tek yaratık tavuklar ama tavukları örnek alıp yaşam sürdürmeye çalışan, ve bunu bizim sırtımızdan geçinerek yapıp,üstüne hak adalet eşitlik diyenler var. En kötüsü de bunu görmezden gelip bir de açılım yapanlar var...

18 Temmuz 2010 Pazar

DAĞ ÇİLEKLERİ


Dikkat ederek yürüsek de bulmakta zorlandığımız dağ çilekleri, dalında da damağımızda da çok tatlıydı.





Bu çileklerin lezzetinden daha hoş olanı da onları toplayıp ağzına atan bu minik eller..


13 Temmuz 2010 Salı

NANELİ LİMONATA









Yazın herkes eve döndüğünde serinletici birşeyler arıyor. En iyisi su içmek tabi ama bir bardak buz gibi limonataya (Elif'in söylediği gibi limontana) da kimse hayır diyemez herhalde..


Ben öncelikle altı limonun kabuğunu rendenin küçük bölümünde rendeleyip 1 su bardağı şekerle karıştırdım. Uzunca bir süre bu şekilde bekledi. Geçen bu süre içerisinde özellikle açıkta beklettiğim limonların da dışı kurudu.


Böylece onları sıkarken elimden çok kaymadı. Aroma katması için içine 8-10 yaprak naneyi elimle parçalayıp limon kabuklarıyla karıştırdım. 2-3 saat de böyle bekledikten sonra limonları sıkıp suyunu kabuklarıyla buluşturdum. En sonda gerektiği kadar su katıp süzdüm. Sonra da içmeyip yanında yattık:)

7 Temmuz 2010 Çarşamba

HÜNKAR BEĞENDİ


Beşamel sos ya da benzeri sosların içinde olduğu her yemeği çok severim. Hünkar beğendiyi de üstünde et olmadan öylece sofraya bile gelse bile çok beğenirim:) Ben yaptım bakalım bizim hünkar beğenecek mi;)




Ben malzemeleri her zamanki gibi göz kararı yaptım. Yine de yaklaşık tarifi şöyle:






Beğendisi için


4 patlıcan


2 kaşık tereyağ


2 kaşık un


1-1.5 bardak süt


tuz






Üstü için




300 gr kadar et


1küçük soğan


3, 4 adet yeşil biber


2 büyük domates


tuz, baharat


sıvıyağ




Önce patlıcanlar közlenir. Hem ocak batmasın diye hem de bu sıcakta başında beklemek zor olur diye ben bunun için tost makinesini kullandım. Sonra kızgın bir tencereye küçük doğranmış etler konulur ve suyunu bırakana kadar altı kısılmaz. Suyunu bıraktıktan sonra altı kısılır ve çekene kadar beklenir. Sonra sıvıyağ ve küçük doğranmış soğanlar eklenir. Biraz kavrulduktan sonra biberler ve en son domatesler eklenir. En son pişmeye yakın tuz ve baharatı ayarlanır. Ben biberler acı çıkınca çok az ekleyebildim. Et yerine kıyma ya da tavuk kişilerin kendi zevkine göre pişirilebilir. Belki adına hünkar beğendi denilmez o zaman ama en azından yediği yemekten lezzet alır.




Beğendisi için ise önce un ve yağ kavrulur. İçine közlenmiş, soyulup ezilmiş patlıcanlar katılır. Patlıcanlar da az bi kavrulduktan sonra süt ilave edilir. Sütü çekene kadar pişirmeye devam edilir. Tuzu da ayarlanınca servise hazırdır demektir.




Bu yemeğin en zor tarafı ise, bence, sofraya gelmeden hemen önce hazırlanmalı. Çünkü beğendisi tekrar ısıtılamaz ve soğursa tadı kalmaz. Bir de beğendisine son anda kaşar peyniri ekleyenler de oluyor. Ama o zaman sadece hazırlarken değil, yerken de hızlı davranmak gerekir ki kaşar hemen soğuyup sertleşmesin.




Deneyenlere afiyet olsun. Yarın akşam kandil sofrasında ikram edecekler yemekten sonra dua ederken bizi de eklesin:) Herkesin mirac kandili mübarek olsun. Allahım edilen tüm duaları kabul etsin ve tekrarına erdirsin.

20 Haziran 2010 Pazar

YOLLARDAYIM


Yarından itibaren yollara düşüyorum. Şu anki durumum pek çok kişinin arayıp da bulamadığı bir durum ama ben yine de şimdiden düşüncelere dalmış durumdayım. Biraz stres var, biraz heyecan, merak ve hatta endişe.. Her gün bi sabah bi akşam üzeri, toplamda yaklaşık 400 kilometre nasıl olacak bilmiyorum. Nereye kadar gider, ben bıkmadan bir çözüm bulunur mu onu da bilmiyorum. Şimdilik istediğim şey hayırlara vesile olması. Gelecek için plan yapmamayı hayat öğretiyor zaten.

17 Haziran 2010 Perşembe

MUZLU RULO PASTA ve REGAİB KANDİLİ


Herkese hayırlı kandiller dilerim. Allah bu geceyi idrak edip vazifelerimizi yerine getirmemizi nasip etsin.


Muzlu rulo pastayı dün akşam bize misafir olan, bende ayrı bir yeri olan Gözde için yapmıştım. Hem hafif hem kolay



Kek için:


4 yumurta

1 su bardağı şeker

1 su bardağı un

1paket kabartma tozu



Kreması için:


4 kaşık un (tepeleme ama çok değil)
7 kaşık şeker
4 su bardağı süt
1 paket 100 gramlık labne peyniri
1 paket vanilya
2 orta boy muz
Şeker eriyene kadar yumurtayla çırpıp unu ve kabartma tozunu ekleyip karıştırarak hazırladığımız keki, yağlı kağıt serilmiş büyük fırın tepsisine döküyoruz ve 170 dereceye ısınmış fırında pişiriyoruz. İnce olduğu için çabuk pişiyor, kontrollü olmakta fayda var. Fırından çıkınca elimizi değebilecek kadar soğuduğuna (yani mümkün olduğunca sıcakken) hemen altındaki yağlı kağıtla birlikte sarıp rulo yapıyoruz. Üstüne de nemli bir bez örtüyoruz ki daha sonra kek kağıttan kolay ayrılsın. Kremasını hazırlayana kadar bir süre bekliyor.
Vanilya ve labne hariç diğer malzemeleri karıştırarak pişirdiğimiz kremayı ocaktan indirmeden hemen önce vanilyasını da katıyoruz.
Keki tekrar açıp az ılınan kremanın yarıdan az fazlasını içine eşit şekilde sürüyoruz. Kısa kenarlardan birine muzları koyup sıkı bir şekilde - kekin kağıttan ayrılmasına ve kırılmamasına dikkat ederek- sarıyoruz. Kremanın kalanına labne peyniri katıp karıştırıyoruz ve ıslatılmış bir bıçak yardımıyla üstünü düzleyerek pastanın üstünü kaplıyoruz.
Ben kekin içine krema sürdükten sonra, görüntüyü güzel yapar düşüşüncesiyle biraz böğürtlen reçeli sürdüm. Tadı güzel oldu ama kremanın rengi mora döndü, bu hoşuma gitmedi. Bir de ben üstüne hindistan cevizi döktüm, bunu pek çok şekilde yapabilirsiniz.
Deneyenlere ve tadanlara afiyet olsun, Allah olmayanlara da versin.

14 Haziran 2010 Pazartesi

BÖĞÜRTLENLİ PEYKEK (CHEESECAKE)


Her blogger gibi ben de büyük bir hevesle başladım bu işe. Tabi ki zaman sıkıntısı benim de bahanem ama ramazanın temposu, taşınma, işe başlama sınavlara hazırlanma derken günü ancak kurtardım. Yeni birşeyler deneyemeyince de hevesim kaçmıştı. Bu peykeki yapınca geri dönüş için tam zamanı dedim.
Her misafir benim için kıymetli, ama bazılarının yeri daha bir ayrı oluyor. Bugün annelerim annanem, ablalarım Aysun Tülay İlknur ve Hatice bize geldiler. Ablam da gelecekti ama küçük kızının ateşi çıkınca soluğu doktorda aldı. Aklı burda kaldı ama yeterki sağlık olsun..
Bu peykek benim ilk denemem. Çok merak ettim, çok tarif okudum. Sonra, gelenler de nasıl olsa yabancı değil deyip kendi uyarladığım bir tarifi denemeye karar verdim. Eğer beğenilmeseydi soframız tatlısız kalacaktı. Ama ben eşime bir dilimi bile zor ayırabildim:)
Malzemeler:
Tabanı için:
1 paket fındıklı bisküvi
5 adet yulaflı bisküvi
3kaşık tereyağ
Üstü için:
2 tane 200 gramlık labne
400 gram süzme yoğurt
2 yumurta
1 Bardak şeker
Vanilya
Tabanı için erilitmiş yağ robotta çekilmiş bisküvilerle karıştırılıp kelepçeli kalıbın tabanına yayılır. -Benim kalıbım 26cm lik. Ama bu tarif için daha küçük bir kalıp kullanılırsa yüksekliği daha iyi olur- 170 derece ısıtılmış fırında 10 dakika pişirilip soğuması beklenir. Elde çırpılarak karıştırılan yumurta, şeker, labne, süzme yoğurt ve vanilya, soğutulmuş bisküvili tabanın üstüne dökülür. Yine ısıtılmış 170 derece fırında 60-70 dakika pişirilir. Bu süre sonunda fırın kapatılır ama kapağı 1 saat kadar açılmaz. Fırından çıkartılıp tamamen soğuyunca da 1 gece buz dolabında dinlendirilir. Servisten önce de üstüne böğürtlen reçeli gezdirilir. Deneyip tadanlara afiyet olsun..